Ege Üniversitesi’nde “Bu Projede İyilik Var. İyilik Hayat Kurtarır” Projesi Bilgilendirme Toplantısı Yapıldı.
Ege Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Projeleri Koordinatörlüğü tarafından başlatılan “Bu Projede İyilik Var. İyilik Hayat Kurtarır” kampanyası ilk bilgilendirme toplantısı Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Koordinatörlüğünü Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi ve EÜ Sosyal Sorumluluk Projeleri Koordinatörü Prof. Dr. Mine Saran’ın yaptığı bilgilendirme toplantısına öğrenciler, idari personel ve akademisyenler yoğun ilgi gösterdi. Toplantıya konuşmacı olarak Ege Üniversitesi Kan Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yeşim Aydınok ve Kızılay Derneği İzmir Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. Burak Yurdakul katıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Prof. Dr.Mine Saran, Ege Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Projeleri Koordinatörlüğünün üniversite öğrenci ve personelinin topluma karşı sorumluluklarının bilinciyle takım çalışması içerinde toplumsal sorunlara çözüm üretmelerine katkı yapmak amacıyla kurulduğunu ifade ederek, sosyal sorumluluk bilincinin hem bireysel hem kurumsal anlamda önemli olduğunu söyledi. Konuşmasının devamında toplumsal sorumluluğun büyük önem arz ettiğine değinen Prof. Dr. Saran, koordinatörlüğün ilk kampanyası olan “Bu Projede İyilik Var. İyilik Hayat Kurtarır” projesinden bahsederek amaçlarının, son günlerde ülke gündeminde yer alan kök hücre bağışına farkındalık yaratmak olduğunu söyledi. Son olarak çalışanlara ve öğrencilere seslenen Prof. Dr. Saran cümlelerini kampanyanın “Bu projede iyilik var!” sloganıyla sonlandırdı.
Sağlıklı bir kişinin kök hücrelerinin toplanarak hasta kişiye verilmesi durumuna kök hücre nakli denildiğini söyleyen Ege Üniversitesi Kan Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yeşim Aydınok, “Nakil sonrası hasta sağlıklı hücrelere ve sonuç olarak sağlığına kavuşur. Ancak her kök hücresi, eşi çok zor bulunan özgün bir doku yapısına sahiptir. Bu bakımdan sağlıklı kişiden yapılan kök hücrelerin hasta tarafından kabul edilebilir doku uyumunu sağlaması gerekir” dedi.
“Kök hücre bağışı bir yaşam hediye etmek için mükemmel bir fırsat”
Kök hücre nakli için uygun bağışçıyı bulmanın zorluğuna değinen Prof. Dr. Aydınok, doku tipi için uygunluğu en yüksek kişinin kardeş olduğunu söyledi. Aydınok iki şekilde kök hücre bağışı yapıldığını vurgulayarak, “Bunlar periferik kök hücre bağışı ve kemik iliği bağışıdır. Periferik kök hücre bağışı dört-beş gün süreyle cilt altına günde bir kez küçük bir enjeksiyon ile yapılır. Böylece kök hücre kemik iliğinden kana karışır. Beşinci gün kök hücre toplama merkezine gidilir ve gerekli işlemler tamamlanır. Diğer bir nakil ise kemik iliği bağışıdır. Kök hücre toplama işlemi genel anestezi altında ameliyathanede yapılır. Ön hazırlığa gerek yoktur. Sabah aç olarak ameliyathaneye gelmek önemlidir. Yüzüstü gerçekleştirilen ameliyat 45-90 dakika sürer ve leğen kemiğinden enjektör ile kemik iliği toplanır. Anesteziden dolayı bir gece hastanede kalınır ve ertesi gün taburcu olunur” diye konuştu. Kök hücre bağışından sonra bir hafta kişinin kendini halsiz hissedebileceğine değinen Aydınok, ilk bir haftadan sonra normal aktivitelere dönülebileceğini söyledi.
Prof. Dr. Yeşim Aydınok, “Kök hücre bağışı bir yaşam hediye etmek için mükemmel bir fırsattır. Her 10 dakikada bir bebek kalıtsal bir kan hastalığıyla ya da metabolik veya immunolojik bir hastalıkla doğmaktadır. Her 20 dakikada da bir kişi lösemi, lenfoma veya myeloma gibi kan hücrelerinden köken alan bir kanser tanısı almaktadır. Bu hastalıklarla doğan bebekler veya yaşamının bir evresinde kanser tanısı alan çocuk ve yetişkinler yaşamak için kök hücre nakline ihtiyaç duyabilir” dedi.
“Ege Üniversitesinde büyük bir bilinç var”
Bazı hücrelerin laboratuvarlarda üretilebilme imkanının olmadığına ve bunları insanlardan almak zorunda kaldıklarına değinen Dr. Burak Yurdakul, bu hücrelerin en başında kan ve kök hücrelerinin geldiğini söyledi. Yurdakul, “Kızılay olarak görevlerimiz ülkenin ihtiyacı olan yaklaşık iki milyon 750 bin kan ihtiyacını önemli ve düzenli bağışçılarla sağlamak. Bu amaç için 18 bölge kan bağışı merkezine sahibiz. Bağışların teslimi sonrası merkezlerimizde Hepatit B-C, AIDS testleri yapıyoruz. Elde ettiğimiz bir ünite kandan üç farklı ürün ortaya çıkarıyoruz. Sonrasında tek elden bu kanların dağıtımını yapıyoruz” diye konuştu.
Ege Bölgesi’nde Kızılay’ın sorumluluk sahasında 93 tane hastanenin oluğunu ve bunların 91’inin ihtiyacını yüzde yüz Kızılay’ın karşıladığını vurgulayan Yurdakul, “Bunu, sizlerin verdiği bağışlarla yapıyoruz. Ege Üniversitesi’nde büyük bir bilinç var. Bizim büyük bir kan kaynağımız olarak görüyoruz burayı. Öğrenciler bu konuda yeterince farkındalık içerisindeler. Bizim ufkumuzu açacak sorular sorarak kendimizi geliştirmemizi de sağlıyorlar” dedi.
Yurdakul, hemen ihtiyaç sırasında kan verilmesinin her zaman hayat kurtaramayacağını çünkü kan alımından sonra işlemlerin dört ila sekiz saat sürdüğünü belirtirken, “Bu yüzden aslında bir afet ya da acil durum anında hayatımızı kurtaranın stoktaki kandır” diye konuştu.